Bir kişinin üstünün, evinin ya da eşyasının kamu personeli tarafından hukuksuz bir şekilde aranması ile haksız arama suçu ortaya çıkar.
Haksız arama suçunu Türk Ceza Kanunu ”Hürriyeti ihlal eden suçlar” bölümünde düzenlemiştir. Bu suç ancak ve ancak kamu görevlisi tarafından işlenebilir bu sebeple özgü suçtur. Haksız arama kişinin onurunu zedeler ve yeri geldiğinde mağdur kişinin özel hayatının gizliliğini de ihlal eder.
Mağdur kişi haksız aramanın süresinin uzaması ile hürriyetinden yoksun kalabilir.
Mağdur kişiye karşı haksız arama esnasında kaba kuvvet ya da zor kullanılırsa cebir suçu da haksız aramanın yanında işlenmiş olur.
Özel hayatın gizliliği de haksız arama esnasında sıklıkla ihlal edilir bu da haksız aramanın yanında işlenen bir suçtur.
Haksız arama eğer mağdurun konutunda yapılıyor ise konut dokunulmazlığı da ihlal edilir.
Fail kamu görevlisidir, görevi kötüye kullanma ile yargılanmaz çünkü görevi kötüye kullanma genel bir suç tipidir. Fail bu sebeple özel bir suç tipi olan haksız arama ile yargılanır.
Haksız Arama Suçu Hangi Şartlarda Gerçekleşir?
Haksız arama seçimlik bir suçtur. Kamu görevlisi, mağdurun eşyasını yahut üstünü aramayı seçebilir. Haksız arama suçunu kamu personeli bilerek ve isteyerek işlemelidir. Eşya veya üst aramaya yetkisi olmadığını bilmeli ve buna rağmen fiili gerçekleştirmelidir. Suç bu şekilde gerçekleşmiş olur. Bir kolluk kuvvetinin görevli ve yetkili olmadığı mahallede yoldan geçenlere üst araması yapması yetki sınırlarını aşar ve haksız arama suçunu meydana getirir.
Arama adli arama ve önleme araması olarak ikiye ayrılır. Adli arama bir suç işlendikten sonra kişilerin üzerinin veya eşyasının arandığı koruma tedbiridir. Suçun işlenmesini önlemek amacı ile kolluk kuvvetlerinin yaptığı arama ise önleme aramasıdır.